Reklam vermek için turkmmo@gmail.com

Uruk-Hai Hikaye Yarışması

Beğendiniz mi ?


  • Kullanılan toplam oy
    16
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Uruk-Hai

Obey your MASTER !
Telefon Numarası Onaylanmış Üye TC Kimlik Numarası Doğrulanmış Üye
Fahri Üye
TM Üye
Katılım
8 Nis 2017
Konular
2,285
Mesajlar
4,322
Reaksiyon Skoru
1,448
Altın Konu
3
Başarım Puanı
342
TM Yaşı
6 Yıl 11 Ay 17 Gün
Online Süresi
21h 11m
MmoLira
2,009
DevLira
0

1-105 ORTA EMEK YAPISI İLE ALBAMT2 22 MARTTA AÇILIYOR - TL ÖDÜLLÜ TURNUVALAR VE FAZLASI HEMEN TIKLA!

Sene 98, o zamanlarda mavi bir şahinim var. Ankara sokaklarını dolaşıyorum, hava gerçekten soğuk. Birden camın sileceklerinin arasında bir kağıt gördüm. alelade bir şey değil gibiydi, oldukça ilgi çekici ve kendine çeken yazıların olduğu besbelliydi. Akabinde kağıtta yazanlara gözüm ilişti ve dikkatlice okumaya başladım. Gözlerim yazılarda gezerken, Ankara'nın ayazını hissetmemek olayın ciddiyetini konuşturuyordu. Bu sevdiğim kızın adına, bir başkası tarafından yazılmıştı. "Beni bırak." Kelimesiyle başlamasından anlamıştım bunu. Mühim olan mevzuları birebir konuşarak ve geleceğimiz için plan yaptığımız zamanları hatırlıyorum. Jetonlar bitirirdim o soğuk telefon kulübelerinde... Kağıdı sinirli bir el sıkması ile buruşturmuş ve göz kapaklarımın sinirden titremesi ile başlayan mevzuların girişi, ilk olarak sevdiğimin evinin önünde başladı. Adeta sokağı yıkmak istiyordum, arabamı park ettim ve penceresine gözüm ilişti. İki duygu arasında kalmıştım, ya bağıra çağıra sokağı ve evi başına yıkacak ya da olayların çözülmesi için sabah erken vakitte onunla konuşacaktım. Fakat vücuduma ağır gelen bu öfke, kalbimi ele almıştı bile. Bir şeyler yapacaktım, bunu sesli bir şekilde yapmak belki öfkemi dindirebilirdi. Aklıma gelenler bir bir senaryo haline bürünüyor ve baş rolünde ben oynuyordum. Fakat böyle zor zamanlar da her zaman mantığıma giden yolu düşünmüşümdür. İki tarafımı da memnun edebilmek için isabetli bir karar vermiştim, o sinirle buruşturup attığım kağıdı bulmaya gittim ve yazan kişiyi anlamak için tekrardan okudum. Bu sefer aklıma gelecekleri mantığıma alabiliyordum. Kimin yazdığını anlamıştım, gece bitmeyecek gibi ve ısınmayacak kadar soğuktu. Ben de bu gecenin içinde kaybolmuş bir düşünce olmuştum. Sabahın olmasını beklemeden, yazıyı yazmış ve arabama bırakma cesaretini göstermiş kızın evine gittim. Entrikalarla dolu hayatına belki bir nokta koymak istedim ama bunu yapmamak için dişlerimi sıka sıka sabrın tecellisini gösterdim. Sevdiğim kızın evine atacağım taşları birbir onun camına, bağıra çağıra yıkacağım sokağı onun sokağı yaptım ve ailesinin beni yanlış anlaması o kadar memnun ediciydi ki... Bu yaptığımla içten içe gurur duyuyordum ama bir yandan da olay yerinden kaçıyordum. Mavi şahinim, gecenin içerisin de bir gölge gibi kaybolmuştu bile. Bir müddet sonra yavaşlamış ve kendimi Ankara'nın boş caddelerin de gezerken bulmuştum. Beynimin yankılarını susturmak ve kimsenin haberdar olmadığı bu geceyi sonlandırmak için Cengiz ağabeyin kasetini takmış beraber düet yapa yapa gündüzü beklemiştik.

"Derdime derman meyler
Dilim ismini heceler
Seni benden aldılar, hain geceler
Güneşin doğduğu günler
Yaşamaktan da beter

Sana nasıl kıydılar, hain geceler "
 
Son düzenleme:
Hikayenizi beğendim adminim. :) Başarılar diliyorum.
 
Başarılar
 
Başarılar :)
 
Yarışmada başarılar :)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Şu an konuyu görüntüleyenler (Toplam : 1, Üye: 0, Misafir: 1)

Geri
Üst